Bu rapor, petek güvesinin biyolojisi, arıcılık üzerindeki etkileri ve neden olduğu ekonomik kayıplar hakkında kapsamlı, bilimsel temellere dayalı bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır. Güncel ve güvenilir bilimsel kaynaklardan elde edilen verilerle, kültürel, fiziksel, kimyasal ve biyolojik mücadele yöntemleri ayrıntılı olarak incelenecektir. Her bir yöntemin etkinliği, uygulama detayları, arı ürünlerinde kalıntı bırakma potansiyeli ve çevresel etkileri titizlikle analiz edilecektir. Rapor, bu yöntemlerin birbiriyle entegrasyonunu sağlayarak Entegre Zararlı Yönetimi (EZM) çerçevesinde sürdürülebilir çözüm önerileri sunmayı hedeflemektedir. Bu bilgiler, arıcılara, araştırmacılara ve tarım politikası yapıcılarına petek güvesi sorununa karşı bilinçli ve etkili stratejiler geliştirmeleri için öneriler sunar.
Petek güvesi, arıcılıkta karşılaşılan en yıkıcı zararlılardan biridir ve dünya genelinde bal arısı kolonileri üzerinde önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu zararlının neden olduğu tahribat, özellikle balı süzülmüş ve depolanmış peteklerde yoğunlaşmakla birlikte, zayıflamış arı kolonilerinde de ciddi sorunlara yol açabilmektedir.1 Zararın asıl sorumlusu, peteklerde tüneller açarak balmumu, polen, arı larvalarının gömlekleri ve dışkıları gibi besin maddeleriyle beslenen larvalardır.3 Bu beslenme faaliyeti, peteklerin yapısını bozarak onları kullanılamaz hale getirmekte ve arıcılık sektöründe önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.1
Arı kolonisi içindeki petek güvesi popülasyonlarının artması, genellikle koloninin zayıflığının bir göstergesidir. Güçlü ve sağlıklı arı kolonileri, işçi arıların hijyenik davranışları sayesinde petek güvesi yumurtalarını ve genç larvalarını aktif olarak tespit edip kovandan uzaklaştırarak zararlıyı doğal yollarla kontrol altında tutabilmektedir.2 Bu durum, petek güvesi istilasının sadece bir zararlı sorunu olmaktan öte, koloninin genel sağlığına dair kritik bir işaret niteliği taşıdığını göstermektedir. Şiddetli bir petek güvesi sorunuyla karşılaşan bir arıcı, bu durumu koloninin açlık, pestisit zehirlenmesi, ana arı sorunları veya hastalık gibi altta yatan başka stres faktörleri nedeniyle zayıflamış olabileceğinin bir belirtisi olarak değerlendirmelidir.11 Dolayısıyla, aktif kovanlardaki petek güvesi mücadelesi, yalnızca güveleri ortadan kaldırmaya odaklanmak yerine, koloninin temel sağlık sorunlarını tespit etmeye ve gidermeye yönelik bütüncül bir yaklaşımın parçası olmalıdır.
Öte yandan, hasat sonrası depolanan petekler, arıların savunma mekanizmalarından yoksun oldukları için petek güvesi saldırılarına karşı son derece savunmasızdır. Bu durum, depolama aşamasındaki petek yönetiminin, ekonomik kayıpları önlemede kritik bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.1 Arıcılıkta verimliliği ve gıda güvenliğini sağlamak için, hem kovan içi hem de depolama koşullarında petek güvesiyle mücadele stratejilerinin bilimsel temellere dayanması ve sürdürülebilir yöntemleri içermesi büyük önem taşımaktadır.
Petek güvesi, dünya genelinde arıcılıkta önemli zararlara yol açan Lepidoptera takımına ait bir böcektir. Bu zararlının başlıca iki türü bulunmaktadır: Büyük Petek Güvesi (Galleria mellonella) ve Küçük Petek Güvesi (Achroia grisella). Her iki tür de arı peteklerine zarar verme potansiyeline sahip olmakla birlikte, Galleria mellonella genellikle daha büyük boyutlara ulaşması ve daha yoğun tahribata neden olması nedeniyle daha zararlı kabul edilmektedir.15 Türkiye’de de her iki türün kovanlarda ve depolarda eş zamanlı olarak bulunabildiği ve biyolojik özelliklerinin benzer olduğu belirtilmektedir.16
“Galleria mellonella larvaları. (A) Larvalar stres ve/veya enfeksiyon sonucu yoktan tam melanizasyona doğru ilerlerken, melanizasyon larvaların sağlığının görsel bir göstergesidir. (B) Larvaların pupa olması. (C) Larvalar için enfeksiyon yolu, sondan bir önceki ön bacağa (ok) hemokoelik enjeksiyon yoluyladır. (D) Larvalar altı ağırlık grubuna ayrılır.”
Galleria mellonella, bal arılarının ekonomik zararlılarından biri olarak öne çıkmaktadır.1 Bu türün larvaları, özellikle karanlık, sıcak ve havalandırması yetersiz ortamlarda depolanan peteklere büyük zararlar vererek arıcılık sektöründe önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır.1 Türkiye’de yapılan gözlemler, petek güvesinin özellikle sahil şeridindeki arılıklarda daha sık görüldüğünü ve daha ciddi zararlar verdiğini ortaya koymaktadır.15 Bu coğrafi dağılım, zararlının aktivitesi ile iklim koşulları arasındaki güçlü bir bağlantıyı işaret etmektedir. Sahil bölgelerinin genellikle daha sıcak ve nemli olması, petek güvesinin yaşam döngüsü için optimal koşullar sağlamaktadır; zira güveler 27°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda daha aktif hale gelmekte ve hızla çoğalmaktadır.17 Bu durum, özellikle sıcak iklime sahip bölgelerde faaliyet gösteren arıcıların, petek güvesi tehdidine karşı yıl boyunca daha proaktif ve yoğun mücadele stratejileri uygulamalarını gerektirmektedir.
Petek güvesinin yaşam döngüsü, yumurta, larva, pupa ve ergin olmak üzere dört metamorfoz aşamasından oluşur.10 Bu döngünün süresi, sıcaklık ve besin varlığı gibi çevresel faktörlere bağlı olarak 4 haftadan 6 aya kadar değişebilmektedir.10 Ergin güve kelebekleri, peteklerde herhangi bir zarar oluşturmaz; çünkü beslenme özellikleri yoktur ve temel işlevleri üremektir. Çiftleşme, erginlerin ortaya çıkışından sonraki ilk 24 saat içinde, genellikle akşam saatlerinde gerçekleşir.15
Genel anatomisi : A) En önemli doku ve organları G. mellonella B) Diseksiyon için sagital kesi.
Dişi güveler, çiftleşmeden 1-2 gün sonra yumurtlamaya başlar ve yumurtalarını kovan içindeki çatlaklara, arıların ulaşamadığı boşluklara, petek çerçeveleri ile kovan duvarı arasına veya doğrudan petekler üzerine 20 ila 150’lik diziler halinde bırakırlar.3 Bir dişi güve ortalama 300 ila 600 yumurta bırakabilirken, bazıları 1800 yumurtaya kadar yumurtlayabilmektedir.1 Yumurtaların gelişimi sıcaklığa bağlıdır; 29-35°C’de 3-5 gün gibi kısa bir sürede larva çıkışı gerçekleşirken, 18°C’de bu süre 30 güne kadar uzayabilir.10 Bu sıcaklık bağımlılığı, özellikle soğuk uygulamaların petek güvesi mücadelesinde neden bu kadar etkili olduğunu bilimsel olarak açıklamaktadır. Düşük sıcaklıklar, zararlının yaşam döngüsünü yavaşlatarak veya tamamen durdurarak kontrol altına alınmasını sağlamaktadır.
Petek güvesinin yaşam döngüsündeki en zararlı aşama larva dönemidir. Larvalar, petek gözlerinin dış duvarlarından içeriye doğru tüneller açarak beslenirler.10 Yaygın inanışın aksine, petek güvesi larvaları sadece balmumu ile beslenmezler; asıl olarak polen, arı larvalarının gömlekleri ve dışkıları gibi azotlu ve proteinli maddeleri tüketirler.3 Sadece balmumu ile beslenen larvalar gelişimlerini tamamlayamazlar.9 Bu durum, özellikle eski ve koyu renkli peteklerin, zamanla biriken polen ve arı larva kalıntıları nedeniyle petek güvesi zararı açısından daha riskli olduğunu göstermektedir.9 Larva gelişimi, besin ve sıcaklık koşulları uygun olduğunda (örneğin 32°C’de 19 gün) hızla tamamlanırken, yetersiz besin veya düşük sıcaklıklarda bu süre 5 aya kadar uzayabilir.10 Larvalar, gelişimlerini tamamladıktan sonra pupa evresine geçmek üzere ipek kozalar örerler.10 Ergin güveler ise 3 ila 30 gün arasında yaşayabilir; ancak çiftleşen dişilerin çoğu, özellikle yüksek sıcaklıklarda (30-32°C), genellikle 7 gün içinde ölürler.3
Tablo 1: Petek Güvesi Türleri ve Özellikleri
Özellik | Büyük Petek Güvesi (Galleria mellonella) | Küçük Petek Güvesi (Achroia grisella) |
Ortak Adı | Büyük Petek Güvesi | Küçük Petek Güvesi |
Göreceli Zararlılık | Daha Yıkıcı | Daha Az Yıkıcı |
Tercih Edilen Habitat/Koşullar | Zayıf koloniler, Depolanmış petekler, Sahil bölgeleri (sıcak, nemli), Karanlık, sıcak, kötü havalandırılmış alanlar | Zayıf koloniler, Depolanmış petekler, Sahil bölgeleri (sıcak, nemli), Karanlık, sıcak, kötü havalandırılmış alanlar |
Birincil Zarar | Larva beslenmesi (balmumu, polen, larval gömlekleri, dışkı); Tünel açma; İpek ağları oluşturma; Koloni zayıflaması; Kovan terk etme/Kaybı | Larva beslenmesi (balmumu, polen, larval gömlekleri, dışkı); Tünel açma; İpek ağları oluşturma; Koloni zayıflaması; Kovan terk etme/Kaybı |
Yaşam Döngüsü Süresi (Sıcaklığa Bağlı) | 4 hafta – 6 ay (örn. 32°C’de 19 gün, daha soğukta 5 aya kadar) | 4 hafta – 6 ay (benzer şekilde sıcaklığa bağlı) |
Yumurta Bırakma Kapasitesi (dişi başına) | Ortalama 300-600 (1800’e kadar) | Bilimsel kaynaklarda belirtilmemiş, ancak benzer biyolojiye sahip olduğu düşünülmektedir 16 |
Petek güveleri, bal arısı kolonilerine sızmak için şaşırtıcı derecede gelişmiş mekanizmalar kullanırlar. Özellikle Galleria mellonella türünün, bal arılarının feromonlarını taklit ederek kovanlara fark edilmeden girebildiği bilinmektedir.12 Bu, zararlı ile konakçı arasındaki uzun süreli evrimsel bir rekabetin sonucudur ve arıların doğal savunma sistemlerinin bazen aşılabileceğini göstermektedir. Bu durum, gelecekteki mücadele stratejilerinin, güvelerin bu kimyasal iletişim yollarını bozmaya veya arıların bu taklidi daha iyi tespit etme yeteneklerini artırmaya odaklanabileceğini düşündürmektedir.
Kovan içine girdikten sonra, dişi güveler yumurtalarını arıların ulaşamadığı küçük boşluklara ve çatlaklara bırakırlar, özellikle zayıf veya stres altındaki kolonileri hedef alırlar.10 Yumurtadan çıkan larvalar, peteklerde hızla tüneller açmaya başlar. Bu tüneller sadece beslenme amaçlı değildir; aynı zamanda larvaları işçi arıların saldırılarından koruyan ipekten bir ağ ile kaplıdır.10 Bu ipek ağları, petek güvesi zararının önemli ve genellikle göz ardı edilen bir bileşenidir; çünkü arıların petekler içinde hareket etmesini, çalışmasını ve yavru yetiştirmesini fiziksel olarak engeller.10 Hatta bu ağlar, petek gözlerinden çıkmaya çalışan genç arıları tuzağa düşürerek koloni nüfusunun azalmasına doğrudan katkıda bulunabilir.10
Yaygın ve kontrolsüz petek güvesi istilası, kolonideki bal ve polen depolarının tahrip olmasına, yavru döngüsünün bozulmasına ve genel koloni stresinin artmasına yol açar.10 Arılar, peteklerdeki tahribat arttıkça çalışma isteklerini kaybeder ve kovan sıcaklığını düzenleme yetenekleri azalır. Bu durum, koloni nüfusunun düşmesine ve nihayetinde koloninin kovanı terk etmesine (oğul verme) veya tamamen çökmesine neden olabilir.10 Ancak, güçlü ve sağlıklı arı kolonileri, sürekli olarak petekleri temizleyerek ve güve yumurtalarını/larvalarını uzaklaştırarak bu tür zararları büyük ölçüde önleyebilirler.11
Petek güvesi, arı kolonilerinin sağlığı ve genel verimliliği üzerinde yıkıcı etkilere sahiptir. Larvaların peteklerdeki bal, polen ve yavru gözlerini doğrudan tüketmesi ve kontamine etmesi, koloninin hayati besin kaynaklarını ve üreme kapasitesini doğrudan hedef alır.3 Bu durum, koloninin beslenme dengesini bozarak zayıflamasına yol açar.
Larvaların petekler içinde oluşturduğu kapsamlı tüneller ve ipek ağları, petek yapısını fiziksel olarak tahrip eder. Bu ağlar, arıların petekler üzerinde serbestçe hareket etmesini, bal depolamasını ve yavru yetiştirmesini engeller.10 Daha da önemlisi, bu ipek ağları, petek gözlerinden yeni çıkan genç arıları tuzağa düşürerek onların kovandan ayrılmasını veya çalışmasını engelleyebilir. Bu durum, aktif işçi arı popülasyonunda önemli bir azalmaya yol açarak koloninin savunma ve işleme yeteneğini daha da zayıflatır.10 Şiddetli istilalar, kolonide aşırı strese, arıların çalışma isteğinin azalmasına ve kovanın bütünlüğünü sürdürememesine neden olur.10 Sonuç olarak, kontrol altına alınamayan petek güvesi zararı, koloninin kovanı terk etmesine (oğul verme) veya tamamen çökerek arıcı için tam bir kayıp oluşturmasına neden olabilir.10
Bu durum, petek güvesi popülasyonlarının aktif arı kolonilerinde artmasının, genellikle koloninin zaten zayıf olduğunun bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır.11 Koloninin açlık, pestisit zehirlenmesi, ana arı problemleri veya diğer hastalıklar gibi altta yatan stres faktörleri nedeniyle zayıflaması, güvelerin yerleşmesine ve çoğalmasına olanak tanır.11 Bu, petek güvesiyle mücadelenin, tek başına güveleri hedef almaktan ziyade, koloninin genel sağlığını ve direncini artırmaya yönelik bütüncül bir yönetim stratejisinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini vurgulamaktadır. Altta yatan bu stres faktörlerinin giderilmesi, petek güvesi zararının önlenmesinde ve koloninin uzun vadeli dayanıklılığının sağlanmasında temel bir adımdır.
Petek güvesi larvalarının beslenme faaliyeti, arıcılık ürünlerinin en değerlilerinden biri olan balmumu peteklerinde doğrudan fiziksel yıkıma yol açar.3 Özellikle bal ve polen içeren petekler, larvaların besin tercihi nedeniyle büyük ölçüde tahrip olur ve bu petekler arıcılık faaliyetleri için kullanılamaz hale gelir.3 Bu tahribat, arıcılık sektöründe önemli ekonomik kayıplara neden olur.1
Fiziksel tahribatın yanı sıra, petek güvesi mücadelesinde kullanılan bazı kimyasal yöntemler, bal ve balmumu gibi arı ürünlerinde kalıntı bırakma riski taşımaktadır. Bu kalıntılar, ürünlerin insan tüketimi için güvenliğini tehlikeye atabilir ve pazar değerini düşürebilir.1 Örneğin, naftalin gibi kanserojen maddelerin balmumunda birikmesi ve zamanla bala geçmesi, gıda güvenliği açısından ciddi endişeler yaratmaktadır.1 Bu durum, mücadele yöntemleri seçilirken kalıntı sorununa özellikle dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir.
İlginç bir gözlem, temiz ve rafine edilmiş balmumu ve yeni temel peteklerin petek güvesi saldırılarına karşı daha az hassas olmasıdır.13 Buna karşılık, kirli, rafine edilmemiş balmumu ve “slum gum” (balmumu kapakları ve arı kovanı artıkları) gibi besin açısından daha zengin materyallerin istilaya çok daha yatkın olduğu belirtilmiştir.13 Bu bulgu, arıcılıkta hijyenin sadece genel bir iyi uygulama olmaktan öte, petek güvesi istilasını doğrudan önleyici ve azaltıcı bilimsel temelli bir strateji olduğunu ortaya koymaktadır. Eski peteklerin ve kovan artıklarının düzenli olarak temizlenmesi ve işlenmesi, zararlının çoğalması için uygun ortamların ortadan kaldırılmasına yardımcı olarak, depolanan balmumu ürünlerinin korunmasında temel bir rol oynamaktadır.
Petek güvesi sorunu, Türkiye arıcılığı için de önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Ülkedeki yaklaşık 5 milyon arı kolonisinin 600 bin adedinin farklı yoğunluklarda petek güvesi ile bulaşık olduğu tahmin edilmektedir.1 Bu durum, Türkiye’deki arıcılık sektörünün önemli bir kısmının bu zararlının olumsuz etkileriyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Petek güvesi tahribatı sonucunda koloni başına düşen ekonomik kaybın yaklaşık 2.500 TL olduğu bildirilmiştir.1 Bu rakamlar, zararlının ulusal ekonomiye verdiği zararın boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.
Geçmişte Türkiye’de petek güvesi kontrolünde naftalinin yaygın olarak kullanıldığı belirtilmektedir; bu durum, Avrupa’da paradiklorobenzenin daha sık kullanıldığı bir dönemde Türkiye’ye özgü bir uygulama olmuştur.3 Bu tarihsel uygulama farklılığı, Türkiye’deki eski balmumu peteklerinde naftalin kalıntılarının bulunma olasılığının yüksek olduğunu düşündürmektedir. Yapılan araştırmalar, Türkiye’nin farklı bölgelerinden toplanan balmumu temel petek örneklerinin tamamında naftalin kalıntıları bulunduğunu ve bu kalıntıların Türk Gıda Kodeksi tarafından belirlenen 10 ppb limitini aştığını göstermiştir.3 Naftalin kalıntılarının balmumunda uzun süre (10 yıla kadar) kalabildiği ve bala geçebildiği göz önüne alındığında 3, bu durum, Türkiye’deki arıcılar için özel bir zorluk teşkil etmektedir. Bu bağlamda, eski ve potansiyel olarak kontamine olmuş peteklerin dikkatli yönetimi, havalandırılması veya aşamalı olarak yenileriyle değiştirilmesi gibi bölgesel koşullara özgü stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması, hem gıda güvenliği standartlarına uyum hem de tüketici sağlığının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Petek güvesi ile mücadelede, arıcılıkta sürdürülebilirliği ve ürün güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kültürel ve yönetimsel önlemler, fiziksel mücadele, kimyasal mücadele ve biyolojik mücadele olmak üzere dört ana kategoriye ayrılabilir. En etkili ve sorumlu yaklaşım, bu yöntemlerin Entegre Zararlı Yönetimi (EZM) çerçevesinde birleştirilmesidir.
Kültürel ve yönetimsel önlemler, petek güvesi mücadelesinde ilk ve en temel savunma hattını oluşturur. Bu önlemler, zararlının popülasyonunu azaltmaya veya istilayı önlemeye yönelik proaktif yaklaşımlardır.
Sağlıklı, güçlü ve kalabalık arı kolonilerinin sürdürülmesi, petek güvesine karşı en etkili doğal savunmadır.6 İşçi arılar, kovan içine giren güve yumurtalarını ve genç larvalarını aktif olarak tespit edip temizleyerek zararlının yerleşmesini engellerler. Zayıf, hastalıklı, aç veya ana arısı olmayan koloniler, arıların savunma gücünün yetersiz olması nedeniyle petek güvesi istilasına karşı son derece savunmasızdır.7 Bu nedenle, kolonilerin ana arılı, hastalıklardan ve diğer zararlılardan (örneğin Varroa akarı) arındırılmış ve yeterli besinle desteklenmiş olması esastır.11 Yapılan araştırmalar, kolonilerin ek besleme ile güçlendirilmesinin ve gereksiz peteklerin azaltılmasının, petek güvesi istila seviyelerini önemli ölçüde düşürdüğünü ve bal verimini artırdığını göstermiştir.17 Bu bulgular, kültürel ve yönetimsel uygulamaların, zararlı mücadelesinde sadece bir seçenek değil, aynı zamanda EZM stratejisinin maliyet etkin ve sürdürülebilir bir temel taşı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu proaktif uygulamalar, daha yoğun, maliyetli veya potansiyel olarak riskli müdahalelere olan ihtiyacı azaltmaktadır.
Kovan hijyeninin sağlanması ve düzenli kontroller, petek güvesi yönetiminde kritik öneme sahiptir. Kovanların ve arılığın rutin ve sık aralıklarla kontrol edilmesi, peteklerdeki ağlar veya larvalar gibi güve varlığının erken belirtilerinin tespit edilmesini sağlar.12 Eski, kullanılmayan peteklerin, kovan içinde biriken artıkların (balmumu kırıntıları, polen kalıntıları), kabarmış peteklerin ve propolisin zamanında temizlenmesi, petek güvesi larvaları için potansiyel üreme alanlarını ve besin kaynaklarını ortadan kaldırır.8 Taban tahtalarının ve kovan çatlaklarının düzenli olarak temizlenmesi, larvaların saklanabileceği gizli gelişim alanlarını yok etmek için elzemdir.8 Ayrıca, eski yavru peteklerinin her 3-4 yılda bir değiştirilmesi önerilmektedir; zira bu peteklerde biriken larva gömlekleri ve polen kalıntıları, petek güveleri için tercih edilen besin kaynaklarıdır.8 Bu titiz hijyen uygulamaları, arılıkta zararlı popülasyonlarının oluşumunu ve yayılmasını doğrudan engelleyerek, genel arı sağlığını ve verimliliğini desteklemektedir.
Hasat sonrası depolanan petekler, arıların korumasından yoksun oldukları için petek güvesi zararına karşı son derece hassastır. Özellikle karanlık, sıcak ve kötü havalandırılmış ortamlar, petek güvesinin çoğalması için ideal koşulları sağlar ve bu alanlarda ciddi zararlar meydana gelir.1 Bu durum, depolama koşullarının manipülasyonunun, petek güvesi kontrolünde güçlü, kimyasal olmayan bir mekanizma olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Peteklerin 10°C’nin (50°F) altında saklanması, güve yumurtalarının açılmasını ve larva gelişimini etkili bir şekilde engeller.3 Depolama alanlarında maksimum ışık maruziyeti ve iyi hava akışı (havalandırma) sağlamak, ergin petek güvelerinin yumurta bırakmasını önemli ölçüde caydırır ve larva gelişimini engeller.8 Örneğin, ballıkların istiflenirken birbirine dik açılarla yerleştirilmesi, istif boyunca ışık ve hava akışını artırarak güveler için elverişsiz bir ortam yaratır.11 Bu yaklaşım, depolama alanlarının aktif olarak zararlıya karşı tasarlanması veya dönüştürülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Çevresel koşulların bu şekilde yönetimi, petek güvesi popülasyonlarını sürekli olarak düşük seviyelerde tutan, düşük maliyetli ve kimyasal içermeyen “pasif” bir fiziksel kontrol yöntemi olarak işlev görmektedir.
Fiziksel mücadele yöntemleri, petek güvelerini çevresel faktörleri manipüle ederek doğrudan ortadan kaldırmayı amaçlar. Bu yöntemler, kimyasal kalıntı bırakmamaları ve arı ürünlerinin güvenliğini sağlamaları nedeniyle oldukça değerlidir.
Dondurma, petek güvesinin yumurta dahil tüm yaşam evrelerini öldürmede son derece etkili ve kalıntı bırakmayan bir yöntemdir.2 Tamamen yok etme için önerilen sıcaklık ve süreler şunlardır: -12°C’de 3 saat, -15°C’de 2 saat veya -7°C’de 4.5 saat.3 Ancak, yapılan araştırmalar, petek güvesi yumurtalarının soğuğa karşı önemli bir direnç gösterdiğini ve gerçekten tam bir yok etme için -15°C veya -20°C’de 10 saat gibi daha uzun dondurma sürelerinin gerektiğini ortaya koymuştur.21 Larva, pupa ve ergin evreleri genellikle 1 saatlik dondurma ile ölürken, yumurtaların bu direnci, arıcıların tam bir kontrol sağlamak için dondurma sürelerini ve sıcaklıklarını bu nüansa göre ayarlamaları gerektiğini göstermektedir.
Uygulama sırasında, petek materyalinin veya arı ürünlerinin tavsiye edilen sıcaklığa ulaşması ve bu sıcaklıkta belirtilen süre boyunca kalması kritik öneme sahiptir.13 Dondurma, toksik olmaması nedeniyle kimyasal kontrollere güvenli ve tercih edilen bir alternatif olarak kabul edilmektedir.11 Hijyen ve yeniden istilayı önlemek amacıyla, peteklerin dondurmadan önce plastik torbalarda hava almayacak şekilde kapatılması önerilmektedir.20
Isıtma, petek güvesinin tüm evrelerini öldürebilen bir başka etkili fiziksel yöntemdir.2 Ancak, bu yöntemin uygulanması, balmumu peteklerinin erimesini veya deforme olmasını önlemek için hassas sıcaklık kontrolü gerektirir; zira balmumu 60°C ile 65°C arasında erimektedir.1 Önerilen sıcaklık ve süreler arasında en az 46°C’de (115°F) 80 dakika veya 49°C’de (120°F) 40 dakika bekletme bulunmaktadır.2 İstiflenmiş petekler boyunca homojen ısı dağılımının sağlanması, hem etkinliği garantilemek hem de “sıcak cepler” oluşumunu ve peteklerin zarar görmesini önlemek için hayati öneme sahiptir.2
Isıtma yöntemi etkili olmasına rağmen, balmumu peteklerine geri dönülemez zarar verme riski taşıması nedeniyle, dondurmaya kıyasla daha yüksek bir hassasiyet ve uzmanlık gerektirir.1 Bu durum, dondurmanın çoğu arıcı için daha güvenli ve pratik bir fiziksel mücadele yöntemi olarak öne çıktığını göstermektedir.
Karbon dioksit (CO2) ile fümigasyon, hem satışa sunulacak balın hem de depolanacak peteklerin dezenfeksiyonu için etkili bir yöntemdir.2 Bu yöntem, petek güvesine karşı yeterli koruma sağlamak için %98’lik yüksek bir CO2 konsantrasyonunun 4 saat boyunca, tercihen hafif ısı (yaklaşık 37.8°C veya 100°F) ve orta nem (%50) koşullarında sürdürülmesini gerektirir.2 CO2 uygulaması toksik değildir ve arı ürünlerinde kimyasal kalıntı bırakmaz.21 Ancak, bu yöntem nispeten maliyetli olabilir ve küçük ölçekli arıcılar için erişilebilirliğini sınırlayan özel tesisler veya uzun tedavi süreleri gerektirebilir.21
Kimyasal mücadele yöntemleri, petek güvesi kontrolünde hızlı ve etkili sonuçlar sağlayabilse de, arı ürünlerinde kalıntı bırakma, arı sağlığına zarar verme ve çevresel etkiler gibi önemli dezavantajları bulunmaktadır. Bu nedenle, bu yöntemlerin kullanımı giderek kısıtlanmakta veya daha güvenli alternatiflere yönelme teşvik edilmektedir.
Naftalin, geçmişte petek güvesi kontrolünde, özellikle Türkiye’de yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır.3 Ancak, naftalinin kanserojen olduğu, arılar için toksik olabileceği ve koloni kayıplarına yol açabileceği bilinmektedir.3 En önemli sorun, naftalinin balmumunda birikmesi ve buradan bala geçerek kalıntı bırakmasıdır.1 Türk Gıda Kodeksi, balda naftalin bulunmamasını ve balmumu temel peteklerinde 10 ppb’yi aşmamasını şart koşmaktadır.3 Araştırmalar, balmumu temel peteklerindeki naftalin kalıntılarının, havalandırma ile 60 gün sonra kabul edilebilir seviyelere düşürülebileceğini göstermiştir.3 Ancak, pestisit kalıntılarının balmumunda 10 yıla kadar kalabildiği ve zamanla bala karışabildiği de belirtilmiştir.3 Bu kalıntıların insan vücudunda yağ dokularında birikerek kanserojen, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını bozucu etkiler gösterebileceği vurgulanmaktadır.3 Bu nedenle, naftalinin kullanımı artık önerilmemektedir.
Paradiklorobenzen (p-DCB), bazı bölgelerde (örneğin Avrupa ve ABD) depolanmış peteklerin korunmasında kullanılan bir diğer kimyasal fümiganttır.2 Ancak, p-DCB de uçucu organik bir bileşik olup, bal ve balmumunda kalıntı bırakma potansiyeline sahiptir.3 Bu kalıntıların insan sağlığı için potansiyel olarak toksik ve kanserojen olduğu gösterilmiştir.3 p-DCB, yumurta evresini öldürmediği için sıcak iklime sahip bölgelerde sürekli fümigasyon gerektirebilir.2 Ayrıca, bal dolu peteklerde kullanılamaz.2 Kimyasal kalıntıların balmumunda uzun süre (yıllar) kalabilmesi ve bala geçebilmesi, lipofilik kimyasal uygulamaların arıcılıkta temel bir sorununu işaret etmektedir: balmumu, kirleticiler için uzun vadeli bir rezervuar görevi görür ve gıda güvenliği ile arı sağlığı için sürekli risk oluşturur.1 Bu durum, bu tür kimyasalların kullanımının neden giderek kısıtlandığını veya yasaklandığını açıklamaktadır.
Asetik asit, petek güvesinin tüm evrelerine karşı etkili olan ve aynı zamanda Nosema sporlarını dezenfekte etmeye yardımcı olan bir fümiganttır.1 En önemli avantajlarından biri, bal ve balmumunda insan sağlığına zararlı kalıntı bırakmamasıdır.1 Uygulama sırasında, asetik asit buharlarının solunmaması ve çıplak deri ile temasından kaçınılması gerekmektedir, zira tahriş edici ve aşındırıcı etkilere sahiptir.1 Ayrıca, metal kovan parçalarını aşındırabilir.6 Uygulama genellikle %80’lik asetik asidin, balık süzülmüş peteklerin üst üste istiflenmiş kovanların en üstüne bir kap içinde yerleştirilmesiyle yapılır. Buharlar aşağı doğru inerek petekleri dezenfekte eder. Uygulama sonrası peteklerin tekrar kullanılmadan önce en az iki gün havalandırılması önerilir.20 Asetik asit gibi organik asitler, kimyasal mücadelede daha güvenli bir seçenek sunar; ancak, kullanıcı güvenliği için sıkı protokollerin uygulanması gerekmektedir.
Kükürt dioksit (SO2) fümigasyonu, petek güvesi larvaları, pupaları ve erginlerine karşı etkili bir yöntemdir.3 Ancak, yumurtalara karşı etkisiz olduğu için, sıcaklığa bağlı olarak uygulamanın tekrarlanması gerekebilir.6 SO2, oldukça uçucu ve yağda çözünmez bir madde olduğundan, balmumu ve balda kalıntı bırakma riski düşüktür.6 Uygulama, kükürt şeritlerinin yakılması veya basınçlı kaplardan SO2 püskürtülmesi şeklinde yapılabilir.6 Kükürt şeritlerinin yakılması durumunda yangın riski bulunmaktadır.6 SO2 buharları solunduğunda solunum yolları ve gözlerde tahrişe neden olabileceğinden, uygulama sırasında dikkatli olunmalı ve buharlar solunmamalıdır.1 Uygulama yaz aylarında yapılıyorsa, iki haftada bir tekrarlanması önerilmektedir.1
Biyolojik mücadele yöntemleri, petek güvesi kontrolünde çevre dostu ve kalıntı bırakmayan alternatifler sunmaktadır. Bu yöntemler, canlı organizmaları veya onların ürünlerini kullanarak zararlının popülasyonunu baskılamayı hedefler.
Bacillus thuringiensis (Bt), toprakta doğal olarak bulunan Gram-pozitif bir bakteri olup, petek güvesi kontrolünde ticari olarak kullanılan önemli bir biyopestisit haline gelmiştir (örneğin B401/Certan ürünleri).3 Bt, petek güvesi larvaları tarafından sindirildiğinde, bağırsak duvarlarına zarar veren protein kristal endotoksinleri (Cry toksinleri) üretir ve bu da larvaların ölümüne yol açar.6 Bu mekanizma, Bt’nin yüksek özgüllüğünü sağlamaktadır; sadece larvalar beslendiği için ergin güvelere etkisi yoktur ve bal arıları, omurgalılar (insanlar, çiftlik hayvanları) için tamamen zararsızdır.6 Ayrıca, balmumu veya balda hiçbir kalıntı bırakmaz.6
Uygulama, genellikle sıvı formülasyonun su ile seyreltilerek peteklerin her iki tarafına depolama öncesinde püskürtülmesi şeklinde yapılır.18 Tek bir uygulama, bir sezon boyunca tam koruma sağlayabilir.18 Bu yüksek özgüllük, Bt’yi geleneksel geniş spektrumlu kimyasal pestisitlerden ayırır; çünkü kimyasallar hedef dışı organizmalar için risk oluşturabilir ve kalıntı biriktirebilir. Bu nedenle, Bt, sürdürülebilir Entegre Zararlı Yönetimi’nin (EZM) son derece arzu edilen bir bileşenidir, ekolojik dengeyi en az düzeyde bozarken zararlıyı etkili bir şekilde hedef alır. Araştırmalar, bal arısı larvaları ve erginleri için %97’ye kadar güvenli olan yüksek etkili Bt suşlarının belirlenmesine devam etmektedir.26 Ancak, petek güvesi popülasyonlarında Bt’ye karşı direnç gelişebileceği de gözlemlenmiştir, bu da dikkatli uygulama ve izleme ihtiyacını ortaya koymaktadır.27
Metarhizium anisopliae (ve M. brunneum, M. robertsii) ile Beauveria bassiana gibi entomopatojenik mantarlar, petek güvesine karşı biyolojik mücadele ajanı olarak umut vaat etmektedir.25 Bu mantarlar, böcekleri kütikülleri (dış iskeletleri) üzerinden enfekte ederek etki gösterirler; kütikülü enzimlerle parçalayıp böceğin hemolenfine (kanına) girerler ve hızla çoğalarak böceğin ölümüne neden olurlar.28
Metarhizium anisopliae‘nin Türkiye’de ticari olarak bulunmadığı, ancak bazı diğer ülkelerde kullanıldığı belirtilmektedir.25 Laboratuvar çalışmaları, bazı
Metarhizium izolatlarının (M. robertsii izolatları gibi) G. mellonella larvalarında %100’e varan yüksek ölüm oranları sağladığını göstermiştir.29
Bu biyolojik ajanların etkinliği, çevresel koşullardan önemli ölçüde etkilenmektedir. Yüksek nem, düşük UV ışığı (öğleden sonra geç saatler veya bulutlu/yağmurlu günler) ve 18-29°C arasındaki sıcaklıklar, mantarların optimal gelişimi ve etkinliği için idealdir.28 Bu durum, bu biyolojik ajanların uygulanmasında çevresel hassasiyetin önemini ortaya koymaktadır. Mantarların güvenlik profili genellikle yüksek olsa da, bazı
M. anisopliae uygulamalarının saha denemelerinde arı ölümlerini artırdığı gözlemlenmiştir.30 Bu durum, biyolojik mücadele ajanlarının kullanımında çevresel koşulların ve potansiyel etkileşimlerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Biyolojik mücadele, aynı zamanda petek güvesinin doğal düşmanlarının, özellikle parazitoidlerin kullanımını da içerir.1
Apantales galleriae, büyük petek güvesinin yaygın ve etkili bir parazitoidi olarak tanımlanmış olup, bazı bölgelerde yıl boyunca önemli sayılarda gözlemlenmektedir.32
Bracon hebetor (aynı zamanda Habrobracon hebetor olarak da bilinir), depolanmış ürün zararlılarına karşı iyi çalışılmış bir larva ektoparazitoididir. Bu parazitoid, güve larvalarını sokarak felç eder ve yumurtalarını larvaların dışına bırakır; genç yaban arıları konakçı larva ile beslenerek gelişirler.32
Galleria mellonella dahil olmak üzere çeşitli depolanmış ürün güvelerine karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır.33
B. hebetor, güve larvalarının ve dışkılarının kokusuna yönelerek küçük boşluklara ve çatlaklara kadar zararlıları takip edebilir, hatta kozaların içindeki larvalara ulaşmak için kozaları bile ısırabilir.33
B. hebetor aktivitesi için optimal sıcaklıklar 25-30°C arasındadır ve uygulamaların Nisan ortasından Eylül sonuna kadar yapılması önerilir.33 Parazitoidlerin kullanımı, popülasyon seviyelerini izlemek için feromon tuzakları gibi diğer yöntemlerle birleştirilebilir.33
Bu doğal parazitoidlerin varlığı ve aktivitesi, arılık çevresinde sağlıklı bir ekosistemin sürdürülmesinin önemini vurgulamaktadır. Biyoçeşitliliğin teşvik edilmesi ve faydalı böceklere zarar veren uygulamaların en aza indirilmesi, petek güvesi popülasyonlarının doğal yollarla baskılanmasına katkıda bulunabilir ve doğrudan müdahalelere olan bağımlılığı azaltabilir. Bu durum, EZM’nin bütüncül yaklaşımını pekiştirmekte ve çevrenin kendisinin zararlı kontrolünde bir ortak haline geldiğini göstermektedir.
Entegre Zararlı Yönetimi (EZM), petek güvesi ile mücadelede en kapsamlı ve sürdürülebilir yaklaşımı temsil etmektedir. Bu strateji, zararlı popülasyonlarını ekonomik zarar eşiğinin altında tutmak için kültürel, fiziksel ve biyolojik yöntemlerin bir kombinasyonunu kullanırken, kimyasal müdahalelere olan bağımlılığı en aza indirmeyi hedefler.18 EZM’nin temel ilkesi, doğal dengeyi bozmadan zararlı popülasyonlarını yönetmektir.35
EZM’nin uygulanması, tek tek yöntemlerin toplamından daha büyük bir kontrol etkinliği yaratan sinerjik bir etki oluşturur. Örneğin, güçlü ve sağlıklı kolonilerin (kültürel önlem) sürdürülmesi, kovan içi istila riskini azaltır. Hasat edilen peteklerin dondurulması (fiziksel yöntem) ve ardından Bacillus thuringiensis (biyolojik ajan) ile işlenmesi, depolama sırasındaki istila riskini önemli ölçüde düşürür ve uzun süreli, kalıntı bırakmayan koruma sağlar.18 Bu entegre yaklaşım, her bir yöntemin diğerlerini tamamlayarak daha sağlam ve sürdürülebilir bir genel sistem oluşturmasını sağlar.
Petek güvesi için EZM stratejisi aşağıdaki bileşenleri içermelidir:
Petek güvesi, arıcılık sektöründe hem ekonomik kayıplara yol açan hem de ürün güvenliği açısından risk oluşturan önemli bir zararlıdır. Özellikle depolanmış peteklerde ve zayıf arı kolonilerinde neden olduğu tahribat, arıcılığın sürdürülebilirliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Geleneksel kimyasal mücadele yöntemlerinin (naftalin, paradiklorobenzen gibi) balmumu ve balda kalıntı bırakma, arı sağlığına zarar verme ve kanserojen etkiler gibi kabul edilemez riskler taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu durum, arıcılıkta zararlı yönetiminde köklü bir paradigma değişikliğinin zorunluluğunu ortaya koymuştur.
Bu raporun bulguları, petek güvesiyle mücadelede en etkili ve sorumlu yaklaşımın Entegre Zararlı Yönetimi (EZM) olduğunu açıkça göstermektedir. EZM, kültürel, fiziksel ve biyolojik yöntemlerin entegrasyonuyla zararlı popülasyonlarını sürdürülebilir bir şekilde yönetmeyi hedeflerken, kimyasal müdahalelere olan bağımlılığı minimuma indirmektedir. Güçlü ve sağlıklı arı kolonileri, titiz kovan hijyeni ve optimal petek depolama koşulları gibi kültürel önlemler, istilayı önlemede temel bir rol oynamaktadır. Dondurma ve kontrollü ısıtma gibi fiziksel yöntemler, kalıntı bırakmadan tüm güve evrelerini yok etmede yüksek etkinlik sunmaktadır. Bacillus thuringiensis ve entomopatojenik mantarlar gibi biyolojik ajanlar ile doğal parazitoidler ise, çevreye ve arılara zarar vermeden zararlıyı hedef alan özgül ve güvenli alternatifler sunmaktadır.
Apikoop olarak, petek güvesiyle mücadelede aşağıdaki somut çözüm önerilerini sunuyoruz.
Arıcılar İçin Eyleme Geçirilebilir Öneriler:
Araştırmacılar İçin Öneriler:
Politika Yapıcılar ve Düzenleyiciler İçin Öneriler:
Bu önerilerin benimsenmesi, petek güvesinin arıcılık üzerindeki olumsuz etkilerini önemli ölçüde azaltacak, arı ürünlerinin güvenliğini ve kalitesini artıracak ve Türkiye arıcılığının uluslararası standartlarda rekabet edebilirliğini güçlendirecektir.
Mum Güvesi (Galeria Mellonella L.) Zararı ve Kontrol … – Bee Studies, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.beestudies.org/pdf.php?&id=75
Wax Moth – University of Delaware, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://canr.udel.edu/maarec/wp-content/uploads/sites/18/2010/03/Wax_Moth_pm.pdf
ARICILIKTA KULLANILAN TEMEL PETEKLERDE … – Tüm DSpace, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, http://adudspace.adu.edu.tr:8080/jspui/bitstream/11607/1391/3/zzo_asli_bagce_tez.pdf
Determination of Para-Dichlorobenzene Residues in Honey by Purge and Trap with GCMSD. – ResearchGate, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/publication/228496153_Determination_of_Para-Dichlorobenzene_Residues_in_Honey_by_Purge_and_Trap_with_GCMSD
Contaminants of bee products – Apidologie, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.apidologie.org/articles/apido/abs/2006/01/M5401/M5401.html
Protection of Honey Combs From Wax Moth Damage | ResistantBees.com – Blog, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://resistantbees.com/blog/?page_id=1059
Biology and Treatment Methods Against Wax Moth, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, http://www.three-peaks.net/uba/190222%20-%20Katharina%20Davitt%20-%20Wax%20Moth.pdf
Wax moth – Bee Aware, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://beeaware.org.au/archive-pest/wax-moth-18/
ARI BİLİMİ / BEE SCIENCE BAL ARISI HASTALIK VE ZARARLILARI – DergiPark, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/143513
ARI HASTALIKLARI Giriş Arıcılık, dünyada yaygın şekilde yapılmakta ve tarımsal amaçlı çalışmalar içinde her zama, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://vetkontrol.tarimorman.gov.tr/samsun/Belgeler/Makaleler/ARI%20HASTALIKLARI.pdf
ENY121/AA141: Wax Moth Control – University of Florida, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://edis.ifas.ufl.edu/publication/AA141
Wax Moths and Honey Bees | Bee Culture, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://beeculture.com/wax-moths-and-honey-bees/
Wax moth a beekeeping pest – Agriculture Victoria, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://agriculture.vic.gov.au/biosecurity/pest-insects-and-mites/priority-pest-insects-and-mites/wax-moth-a-beekeeping-pest
Effective Tips for Wax Moth Beekeeping and Hive Management – Blythewood Bee Company, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://blythewoodbeecompany.com/blogs/news/wax-moth-beekeeping
HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SAĞLIĞI ARI SALGIN … – || MEGEP ||, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/Ar%C4%B1%20Salg%C4%B1n%20Hastal%C4%B1klar%C4%B1.pdf
The Use of Some Herbal Essential Oils Against Galleria mellonella Larvae and Testing of Bacillus thuringiensis Bacterium Isolate – DergiPark, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/issue-file/81041
Management Practices to Prevent Wax Moth, a Pest of Honeybees in Ethiopia, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/publication/323907777_Management_Practices_to_Prevent_Wax_Moth_a_Pest_of_Honeybees_in_Ethiopia
New biological wax moth control for USA – Vita Bee Health, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.vita-europe.com/beehealth/news/new-biological-wax-moth-control-for-usa/
Wax Moth, a Beekeeping Pest – Mann Lake Bee & Ag Supply, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.mannlakeltd.com/blog/wax-moth-a-beekeeping-pest/
Fumigating comb fact sheet – National Bee Unit, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.nationalbeeunit.com/assets/PDFs/3_Resources_for_beekeepers/Fact_Sheets/Fact_14_Fumigating_Comb.pdf
Freezing combs as a method for the greater wax moth (Galleria mellonella) control – Fujian Agriculture and Forestry University, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://english.fafu.edu.cn/_upload/article/files/22/23/e62475034d1ab011dab91275768e/ac6e2c3d-8209-4b91-b4fa-41e9ccc0d09b.pdf
Control of wax moth, Galleria mellonella L. (Lepidoptera: Pyralidae) in post harvest honey comb – ResearchGate, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/publication/268525331_Control_of_wax_moth_Galleria_mellonella_L_Lepidoptera_Pyralidae_in_post_harvest_honey_comb
Acaricide residues in beeswax. Implications in honey, brood and honeybee – PMC, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9998570/
Effects of sulfur dioxide fumigation on mortality of confused flour beetle (Coleoptera: Tenebrionidae) and rice weevil (Coleoptera: Curculionidae) – PubMed, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38981127/
Petek Güvesi Larvalarına Karşı Bazı Bitkisel Uçucu Yağların ve Entomopatojenik Mantarın Laboratuvar Koşullarında Denenmesi – Turkish Journal of Parasitology, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://turkiyeparazitolderg.org/tr/makaleler/petek-guvesi-larvalarina-karsi-bazi-bitkisel-ucucu-yaglarin-ve-entomopatojenik-mantarin-laboratuvar-kosullarinda-denenmesi/doi/tpd.galenos.2022.69077
Unveiling the potency, safety, and genetic makeup of Bacillus thuringiensis NBAIR BtVGa2: a promising biocontrol agent against Galleria mellonella L. | Request PDF – ResearchGate, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/publication/389587245_Unveiling_the_potency_safety_and_genetic_makeup_of_Bacillus_thuringiensis_NBAIR_BtVGa2_a_promising_biocontrol_agent_against_Galleria_mellonella_L
Immuno-physiological adaptations confer wax moth Galleria mellonella resistance to Bacillus thuringiensis – PubMed Central, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5160394/
Metarhizium spp. Biocontrol Agent Factsheet – Cornell CALS, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://cals.cornell.edu/integrated-pest-management/outreach-education/fact-sheets/metarhizium-spp-biocontrol-agent-factsheet
(PDF) Evaluation of the Effectiveness of Some Entomopathogenic Fungi on the Greater Wax Moth Larvae, Galleria mellonella (L.) (Lepidoptera: Galleriidae) – ResearchGate, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/publication/335357293_Evaluation_of_the_Effectiveness_of_Some_Entomopathogenic_Fungi_on_the_Greater_Wax_Moth_Larvae_Galleria_mellonella_L_Lepidoptera_Galleriidae
Cumulative mortality of honey bees over time with different application… – ResearchGate, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.researchgate.net/figure/Cumulative-mortality-of-honey-bees-over-time-with-different-application-methods-of_fig4_228947368
Saving Bees: Fungus Found To Attack Varroa Mites – AgResearch Magazine, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://agresearchmag.ars.usda.gov/2004/oct/bees/
Natural Enemies of the Greater and Lesser Wax Moths and Their Activity in Honey Bee Colonies under the Environmental Conditions of Sohag Governorate, Egypt, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://jsasj.journals.ekb.eg/article_361878.html
Biological control of moth larvae – AMW Nützlinge, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.amwnuetzlinge.de/en/application-areas/biological-control-of-moth-larvae/
Effect of Habrobracon hebetor (Hymenoptera: Braconidae) Release on Moth Infestation in Stored Tobacco – SciELO, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.scielo.br/j/babt/a/PjhvmrbKPyQTtjVZpkgq3Km/
Organik Tarım ve Bitki Koruma Açısından Organik Tarımda Kullanılacak Yöntemler – Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://samsun.tarimorman.gov.tr/Belgeler/Yayinlar/Kitaplarimiz/Organik_Tarim_ve_Bitki_Koruma%20Acisindan_Organik_Tarimda_Kullanilacak_Yontemler.pdf
36. Trapping of greater wax moth with sex pheromone blends under laboratory conditions (Galleria mellonella L.). – CABI Digital Library, erişim tarihi Temmuz 7, 2025, https://www.cabidigitallibrary.org/doi/abs/10.5555/20173059505